“EĞER DİN ONLARIN YAŞADIKLARI İSE BİZ BU DİNDEN DEĞİLİZ”

by Fahrettin Dağlı
Dine Hizmet iddiasında bulunanların kitaba, akla, hikmete; dinin zamanlar üstü mesajına muhalif hareket etmelerinden dolayı insanlar dinle buluşmak; dindarla barışmak yerine dindarlık iddiasındaki yığınlardan kaçıyorlar ve dolayısıyla dinden de uzaklaşıyorlar. Yarım yamalak bilgi ve taklitle Müslüman olduğu inancında olanlar da, gördükleri, yaşadıkları karşısında “Eğer din onların yaşadıkları ise biz bu dinden değiliz” diye kaçıyorlar. Bunların hepsinin vebali bu yanlış fotoğraf verenlerin boynunda…
İslam’ın kelime anlamı barıştır. İslam diyarı denildiğinde de kastedilen “Barış diyarıdır.” Akıldan ve gerçeklikten kopmuş; zamanı durdurmuş gelenek sadakatçılarının direnci nedeniyle bugün asırlar önce tahrif edilmiş bir anlayışı ısrarla sürdürmeye çalışıyorlar. Dinin maslahatı olan adalet yerine dini giyim kuşama indirgeyen bir anlayışın ne kendilerine ve ne de insanlığa verebileceği bir kurtuluş mesajı olamaz.
Bugün Afganistan’da da; kendi ülkemizde de gördüğümüz manzara tam da bu anlayışın neticelerinin fotoğraflarını bize gösteriyor.
Haliyle Pakistanlı Şair Muhammed İkbal’in hangi halet-i ruhiye ile o mısraı terennüm ettiğini daha iyi idrak etmiş oluyoruz;
KAÇIN MÜSLÜMANLARDAN; SIĞININ İSLAM’A

Bunları Okudunuz Mu?

Yorum Bırak

This website uses cookies to improve your experience. Accept