Restorasyon Sürecini Yönetecek Partisiz, Hakem Cumhurbaşkanı Adayı Zarureti

by Fahrettin Dağlı

Her vesile ile ifade ettiğim gibi 2023 Haziran seçimlerinden sonra kim kazanırsa kazansın artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ya her şey ayarlarından kopup -Allah muhafaza- ülke arzu edilmeyen yönlere savurulacak veya yeni bir siyasi iradenin yönetimine geçecek ve devletin bozulan tüm ayarlarının yerli yerine oturtulma süreci başlatılacak. Bu anlamda 2023 Haziran seçim sonuçları gelecek yüzyıl ile ilgili olarak bu ülkenin miladi olacak.

İşte bu süreçle ilgili alınacak inisiyatifler fevkalade önemli. Hakem Cumhurbaşkanının buradaki rolü, ülkenin geleceğini yetkin heyetlerle yeniden inşa etmek olacak. Bir bakıma kamu yönetiminde, eskinin köhnemiş yönetim anlayışını, geleneğini ve pratiğini tasfiyeyle birlikte adalet, ahlak, ilim, özgürlük, demokrasi ve barış temelli olarak devletin yönetimini yeniden inşa etmektir.

Elbette çok ihtilaflı alanlar olacak. 20 yıllık bir savrulmayı, dağılmayı, ayrışmayı derlemek, toplamak, toplumsal barışı yeniden inşa etmek kolay olmayacak. İşte burada partisiz bir Cumhurbaşkanı adayının önemi ortaya çıkıyor. Partili bir aday her ne kadar seçildikten sonra “parti rozetini çıkaracağım; tarafsız, adil olacağım; herhangi bir rövanşist anlayışa, eyleme fırsat vermeyeceğim” dese ve o anlamda bir performans gösterse bile, eski bir partili olması dolasıyla toplumun bir kesimiyle olabilecek en ufak bir uyuşmazlıkta, sözkonusu kesim kendilerine adil davranılmadığı gibi bir psikoza girme tehlikesi olabilecektir. Bu halet-i ruhiyeyi önemsiz sayamayız.

Öyle bir aday belirlenmeli ki, mümkün olabilecek düzeyde AKP tabanını da fazla endişeye sevk etmeyecek bir profil olmamalı. Vereceği toplumsal mesajlarla yumuşak, ılıman iklimi oluşturmalı. Onlara da o güveni, o itimadı vermeli. Çünkü bu normal bir seçim olmayacak; bütün antidemokratik engellemeleri, blokajları ustalıkla atlatabilecek bir yetkinlikte ve tecrübede olmalı.

Bu vasıflara haiz bu ülkede yüzlerce aday çıkabilir. Yeter ki, arayalım; bulanlar arayanlardır…

Aslında tam olarak şunu demek istiyorum; Seçim sonuçlarının açıklanmasıyla, muhalefetin adayının kazandığı duyurulduğunda toplumda “kazananlar, kaybedenler” veya “galipler, mağluplar” gibi bir siyasal iklimin yaşanmaması arzusu… Bunun sebep olacağı olumsuzlukları hesaba katmayan siyasi akıl Türkiye’nin geleceğini inşa etmede başarılı olamaz.

Sürecin bir başka açmazı; Her ne kadar altılı masadaki aktörler Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Parlamenter sisteme dönüştürülmesi sürecini iki yıl olarak öngörüyorlarsa da bu öngörü gerçekçi değil. Çünkü kamuoyu araştırma şirketlerinin verilerine göre önümüzdeki seçimlerde “Anayasa” değişikliği için gerekli olan çoğunluğun sağlanamayacağı yönünde. Cumhurbaşkanlığını muhalefet cephesinin adayı kazansa da bu süreç iki yıl değil beş yıl olacak. Yani, Cumhurbaşkanı seçilecek kişi ülkeyi mevcut sistemle beş yıl idare edecek. Dolayısıyla anormal şartların cari olduğu bu ülkeyi yönetecek Cumhurbaşkanı daha çok önem kazanıyor.

Onun için bugün herkesin kendisinden ve siyasal örgütünden fedakarlık yapacağı bir zaman. Türkiye için yeni bir fırsat ve fedakârlık zamanıdır. Bu fedakarlığın birincil ayağı, partisiz Cumhurbaşkanı adaylığı üzerinde sağlanabilecek mutabakattır; ittifaktır.

Bu adayın sadece partisiz olması de yeterli değil; aynı zamanda toplum nezdinde tarafsızlığına itimat edilen, devletin işleyiş mekanizmasını iyi bilen, diyalog kurma kabiliyeti olan, insan hak ve özgürlüklerini önceleyen bir siyasi geçmişinin olması…

Bunun için de en azından partilerle uğraşmayacak, partilerin iç işleyişlerine karışmayacak ‘hakem’ rolünde bir cumhurbaşkanına ihtiyaç olduğu çok açıktır.

Yanlışı başka bir yanlışla perdelemek mümkün olsa da düzeltmek mümkün değildir.

Bir başka önemli husus, “Altılı Masa”nın CB adayını belirleyip, onun önüne bir şartname koyması da doğru değildir. Aday gösterilecek kişiye haksızlıktır, saygısızlıktır. Bu şartları kabul edip, aday olan kişi ile ilgili taktiri halkımıza bırakıyorum. Şahsen bu şartlarla aday olmak istemem. Davul benim elimde tokmak bir başkalarının elinde olacaksa nasıl olacak bu iş? Dönemin sonunda halka hesap verecek olan benim. Olumlu ve olumsuz her işin sorumluluğu bana aittir. Dolayısıyla böyle bir yanlışa fırsat verilmemesi gerektiği kanaatindeyim.

CUMHURBAŞKANI ADAYINDA ARANMASI GEREKEN TEMEL VASIFLAR

 Akıl ve vücut sağlığı yerinde olmak;

 Her iş ve işleminde adaleti önceleyen;

 Kendine eminlik duyulan; Dürüst, sözüne itimat edilen, yalan söylemeyen bir kişilik;

 Din, mezhep, ırk, renk, dil, cinsiyet, siyasi ve felsefi düşünce ayırımı yapmayan;

 Hukuk devleti anlayışına tam bir iman ve sadakatle bağlı olan;

 Demokrasinin olmazsa olmazı olan “Kuvvetler Ayrılığı” prensibine benimseyen;

 İnsan haklarına, onuruna ve emeğine saygılı olan;

 Sevgi dilini konuşan, nefret ve hamasetten uzak, özü ve sözü bir, kişisel bütünlük içinde hareket eden;

 Ehliyet veya liyakati gözeten, farklı düşünce ve fikirlere saygılı; muhalif fikirlere olumsuz tepki vermeden saygı ile dinleyen entelektüel bir kişiliğe sahip olmak;

 Her türlü torpil ve nepotizme kapalı olmak;

 Karizmatik emarelerden uzak durmak;

 Muhakeme yeteneği güçlü, yönetim konusunda bilgi ve beceri sahibi olmak;

 Diyaloğa açık olmak; tüm toplumsal katmanların sorunlarının, beklentilerinin, heyecan ve mutluluklarının farkında olmak. Aynı zamanda, onların hak ve özgürlük alanlarını bilen, iletişime açık ve empati kurabilen bir karaktere sahip olmak;

 Seçilecek Cumhurbaşkanının asli misyonunun bir restorasyon süreci başlatmak ve sürdürmek; toplumu bir bütün olarak hukuk güvencesi altına almak olduğu gerçeğinin idrakinde olmak;

 Siyasal partiler arasındaki koordinasyonu bir orkestra şefi ciddiyeti ve başarısıyla yürütebilme ehliyetine sahip olmak;

 Devlet, bürokrasi, siyaset kurumu ve genel hukuk düzeni ile ilgili olarak bilgi ve tecrübe sahibi olmak;

 Toplumsal kesimlerin sosyal-kültürel, ekonomik, siyasal alanlarda karşılaştıkları hak ve hürriyet yoksunlukları, ihlalleri konusunda fikir ve hassasiyet sahibi olmak ve çözüm önerileri geliştirebilmek;

 Kamu kurumlarında görev alacak üst düzey personelin ehliyet ve liyakatlerini ölçebilme ve değerlendirme kabiliyetine sahip olmak; bu anlamda bir uzman kişi portföyüne sahip olmak;

 Türkiye’nin içeride ve dışarıda dönüşümünü ve hak ettiği çoğulcu, adil ve demokratik karaktere ulaşabilmesini temin edebilecek vizyona sahip olmak;

 Cumhuriyet tarihinin en zor seçimi olma ihtimali olan 2023 seçiminin sonunda kazanan adayın herhangi bir rövanşist tutum ve davranışa iltifat etmeyecek bir kişilikte olması ve onun için de mevcut partilerin hiçbirine mensubiyetinin olmaması…

Bunları Okudunuz Mu?

Yorum Bırak

This website uses cookies to improve your experience. Accept