Yeni Dönem, Yeni Siyaset

by Fahrettin Dağlı

Eğer olağanüstü bir durum olmazsa önümüzdeki yılın Haziran’ında seçimlere gideceğiz. Dolayısıyla inşallah bundan böyle ilmin ve hikmetin penceresinden, yapabildiğim, becerebildiğim kadar siyasi mevzuları irdelemeye, analiz etmeye, yorumlamaya; daha doğrusu kendimce yeni siyasetin temel çerçevelerini; olmazsa olmazlarını yazmaya çalışacağım.

Muhtemelen önümüzdeki günlerde siyaset daha çok kızışacak ve yine muhtemeldir ki, çok ciddi ayrışmalar yaşanacak ve arzu edilmeyen hadiseler vuku bulacaktır. Gidişat öyle gösteriyor. İşte bu süreçte aklın ve hikmetin rehberlik edeceği bir inisiyatif ve aksiyon almaya çok ihtiyaç var.

Bugünkü probleminizin mahiyeti siyasidir ve dolayısıyla da çözümü de yine siyasidir. Bu anlamda bu topluma vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin aklını kullanarak, düşünerek, muhakeme ederek önümüzdeki günler için sorumlu davranması; inisiyatif alması beklenir. Yarın şikayetçi olmamak için “bugün bize ne görev düşüyor?” sorusunu sormak her vatandaşın sorumluluğudur. Bugün siyasi bir inisiyatif almamız “farz” olmasa bile “vacip” hükmündedir.

İktidar koalisyonun bu şartlarda demokratik usul ve esaslarla seçimleri alma imkânı kalmamıştır. Bunun onca karinesi mevcut. Sosyal kanunlarında bir sebep-sonuç ilişkisi var. Ölüyü diriltmek mümkün olmadığına göre bundan böyle iktidar partilerini de yaşatmak mümkün olmayacaktır. Metastaz bütün bünyeyi sarmış…

Ancak hemen güzel günlere kavuşacağız gibi beleş bir hülyaya da dalmayalım. Aklını kullanmayan ve bedel ödemeye hazır olmayan toplumlara Allah o güzellikleri yaşatmaz. Onun için toplumsal muhalefete çok büyük sorumluluklar düşüyor. Bu anlamda ciddi endişelerim var.

Önümüzdeki seçimlerle ilgili olarak özellikle dindar mahallenin muhalif kesimine şunu hatırlatmayı bir vecibe addediyorum. Bugüne kadar yaptığınız gibi kazanacak olana oynamayın lütfen! Her on yılda bir aynı şeyleri bizlere yaşatmayın! Çok ağır bir sorumluluk altında olduğumuzu unutmayalım. Güvendiklerimize, itimat ettiklerimize destek verelim. Öyle bir parti görmüyorsanız kendiniz siyasi inisiyatif alın.

2023 yılında şöyle veya böyle Türkiye yeni bir rotaya girecektir. Temenni ederim ki, bu rota, bu istikamet, bizleri güvenli bir limana çıkarsın.

Türkiye toplumunun yaşamakta olduğu problemler bir siyasi partinin tek başına altından kalkabileceği mahiyeti çoktan geçmiştir. Onun için önümüzdeki seçimlere geniş tabanlı bir ittifakla gidilmelidir. 2023 yılında nasıl bir Türkiye tasavvur ettiğimizi bugünden topluma ilan etmemiz gerekiyor.

Siyaseti eski hastalıklardan arındırmak; kültürel ve ahlaki bir hüviyet kazandırmak için gerekli olan tüm mevzuat tadil ve tashihlerine gidilmesi gerekir. Eğer Türkiye toplumu bunu başarabilirse, demokrasisini sağlam raylar üzerine oturtturabilirse bu tren bizi güvenli bir limana çıkaracak. Eğer -Allah muhafaza- bu şansı kaybedecek olursak korkarım ki, çağa yenik düşmüş bir toplum olarak tarihteki yerimizi alacağız.

Onun için her türlü parti ve ideolojik taassuptan uzaklaşarak toplumun asgari müştereklerini gözetecek içerikte bir siyasal program etrafında kenetlenerek bu ara dönemi sağlıklı bir şekilde geçiştirelim.

Bu restorasyon yapıldıktan sonra yeniden her siyasal parti kendi siyasi programıyla siyaset arenasında yerini alacaktır.

Öyle radikal bir değişim ön görmeliyiz ki, şöyle veya böyle değil, adına ister eski ifadeyle “inkılap” diyelim veya bugünkü tabirle “devrim” diyelim; her şey ama her şeyi sorgulamaya tabi tutalım. Hiçbir endişeye kapılmadan her şeyi şeffaf bir şekilde müzakere masasına yatıralım.

Kriz dönemleri, bütün olumsuz sonuçlarına rağmen önümüze bir de böyle bir imkan çıkarıyor. Sonuç iki şekilde tecelli edebilir; ya aydınlık bir dünyaya giriş yapıp kendi aydınlanma dönemimizi başlatacağız; ya da -Allah muhafaza- tarihin etnografik malzemesi haline geleceğiz.

Sonuç olarak 2023 yılı bizim için çok önemli bir yıl olacak. Bu anlamda herkese sorumluluk düşüyor ama özellikle bu toplumun aydınlarına çok büyük görevler düşüyor. Kimsenin “neme lazım” diye bir şansı yok. Yarın çok geç olabilir…

“Eski hâl muhal; ya yeni hâl veya izmihlâl…”

İzmihlal yaşamak istemiyorsak, yeni bir yol bulmak zorundayız… Ülkemiz ve toplumumuzun geleceği için…

Bunları Okudunuz Mu?

Yorum Bırak

This website uses cookies to improve your experience. Accept