Her Alanda Bir Yenilemeye / Islaha / Güncellemeye İhtiyaç Var

by Fahrettin Dağlı

Hz. Âdem ile başlayan İslam dini, ardından gelen binlerce Peygamberin getirdiği hukuki / ahlaki düzenlemelerle insanlık adım adım mükemmele / ekmele doğru yürüdü. Ve Hz. Muhammed (sav) ile zirveye ulaşıp taçlandı. Tabir caizse insanoğlunun yoldan çıkmaları tashih, ıslah ve tadillerle son şekli verildi. İnsanlık, yazılı kurallar bağlamında rüştüne erdi ve yaratılış gayesine uygun kemale erişti.

Peygamberin vefatından sonra yaklaşık 14,5 asırlık bir zaman geçti. İnsanlık, varlık alemi ile ilgili kurduğu ilişkiler bağlamında büyük bir değişimi yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor. Gerek beşeriyetin eriştiği seviye ve değişim, gerekse ekonomik, sınai ve teknolojik alandaki baş döndürücü gelişmeler, ister istemez insan-insan, insan-toplum, insan-varlık ilişkilerindeki yaklaşıma / usule / metodolojiye dair tashih, ıslah ve tadiller yapma zorunluluğunu önümüze koydu.

Peygamberler vasıtasıyla tedrici olarak insanoğluna iletilen ahlaki ilke / hukuki kaideler kemale ermekle birlikte hayatın doğal seyrinde var olan değişim ve gelişime uygun yeni yorumlamaların, anlamlandırmaların; usul ve esasa dair yeni yaklaşımların geliştirilmesi sorumluluğu / mükellefiyeti alimlere / teologlara bırakılmıştır. Bu durum, çağımız ilahiyatçılarının gündemlerinin birinci maddesi olması gereken bir görev…

Hz. Muhammed’den (sav) sonra Peygamber gelmeyeceğine göre bundan böyle zamanın şartlarının icapları olan disiplinleri tecdit edecek / yenileyecek / güncelleyecek olanlar da Peygamberlerin varisleri olan ‘âlim’lerdir. Şu an İslam dünyasının en önemli problemi, bu tecdit süreçlerini oluşturacak ‘âlim’lerden mahrum kalmasıdır.
Bugün ‘İlahiyatçı’ sıfatına haiz yüzlerce, binlerce entelektüel, din adına ahkam kesiyor. Bırakınız yeni bir anlayışı geliştirmek, tam aksi dini anlayış ve kabullerden kaynaklanan sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirmektedirler.
Bu insanlarla birtakım platformlarda karşılaştıkça, söylemlerine, usullerine tanıklık ettikçe bizleri ister istemez çileden çıkarmaktadırlar”. Şu cümleleri kurmak mecburiyetinde bırakmaktadırlar;

• “Dini / İslam’ı, çağın / zamanın insanının idrakine sunacak donanım / yetkinlik / kabiliyette değilseniz; onun gerektirdiği usule / metodolojiye / yönteme ve dile sahip değilseniz ortalıklarda ilahiyatçı / teolog olarak dolaşmayacaksınız; gölge etmeyeceksiniz!

• Dinin köküne kibrit suyu dökmeyeceksiniz! Fahrettin Dağlı gibi vasat Müslümanlara da söz düşürmeyeceksiniz.”

Geçenlerde bir ilahiyatçı kendi kendine “âlim” sıfatını yakıştırmış. Tevafuk ya, birkaç gün önce de Hz. Peygamberin, “ben ‘âlimim’ diyen adam âlim değildir” hadisine denk gelmiştim. Ben ‘Âlim’im demekle “âlim” olunmuyor. Çağımız insanının problemlerine çözümlemeler getirmeyen bir insan “alim” değildir; yaptığı sadece malumatfuruşluktur.

Bu tecdit / yenilenme gerçekleşmeden İslam toplumunun maddi ve manevi ümranının temin edilmesi mümkün değildir.

Eskimiş, güncelini yitirmiş usul ve esaslarla çağımız insanına ulaşmak, muhatap olmak; sözünü dinlenir kılmak mümkün değildir, bugüne kadar mümkün olmadığı gibi…

Bu değişim / güncelleme süreçlerini oluşturmak hiç de zor değil. Kolayı zor kılan, içtimai ve politik çıkarlarımızdır. Güçlü ve sağlam bir iradeyle çok kısa bir zamanda muazzam bir yenilemeyi yapacak zinde bir potansiyele sahibiz.

Yeter ki; sağlam, samimi bir niyet, dürüst, kararlı bir irade ve aktif bir eylemlilik hali olsun…

Bunları Okudunuz Mu?

1 yorum

Hüseyin şaşmaz uzun 8 Temmuz 2022 - 12:41

“Dini / İslam’ı,çağın / zamanın insanının idrakine sunacak donanım / yetkinlik / kabiliyette değilseniz; onun gerektirdiği usule/metodolojiye/yönteme ve dile sahip değilseniz ortalıklarda ilahiyatçı / teolog olarak dolaşmayacaksınız; gölge etmeyeceksiniz!
• Dinin köküne kibrit suyu dökmeyeceksiniz! Fahrettin Dağlı gibi vasat Müslümanlara da söz düşürmeyeceksiniz.”
Eskimiş, güncelini yitirmiş usul ve esaslarla çağımız insanına ulaşmak, muhatap olmak; sözünü dinlenir kılmak mümkün değildir, bugüne kadar mümkün olmadığı gibi…
İslamiyet güncellenmeli. Muhammedin getirdiği akideyi güncellemek gerekiyor. Değişim fıtrat gereğidir. Ya değiştirirsiniz, ya da değiştirilirsiniz. Peygamberlik müessesesi ümmete yüklenmiştir.
EŞYA BAZ,ÖLÇÜ ALINDIĞINDA.BÜTÜN DÜĞÜMLER ÇÖZÜLÜR.
https://t.co/g2PIl6xjFp

Cevapla

Yorum Bırak

This website uses cookies to improve your experience. Accept